As a newcomer in fashion world, I wasn't into daily fashion, until today. Turkish fashion was not in my sight (except Hussein Chalayan, Well, he was always been an exception), but I can say that this years Istanbul Fashion Week excited and inspired me.
If you don't know, Istanbul Fashion Week was at ITU last year (where I want to go), but this time it happened at SantralIstanbul near Istanbul Bilgi University (where my friends go). The atmosphere was good. Buildings were very, very industrial (which I adore so much).
Organization wasn't enough if you'd ask me. VOGUE stand could be bigger. Well it's a shame that VOGUE stand wasn't bigger than Coca-Cola's. Getting to runway was a
pain, they could make it easier the transportation to the main
stage, it was painful getting to runway. Well, fashion is pain as VV Brownsays. Runway was wider than last year. I loved the sound system,
there's no better way than enjoying fashion with blasting bass sound.
Attendance was fine. There were a lot of similar faces around. I loved Cinderella Under the Umberella's look. I wanted to meet @bayanmor because she seemed like a very nice person, but it was too crowded to chat so I'm gonna postpone that. Fashion was very high out of runway too. It was like the crowd had their own kind of runway also. J'adore fashion so we're cool with that.
I've only got to see two shows. One hybrid (Jale Hürdoğan + Aslı Güler) and Özgür Masur.
Aslı Güler, came out with a collection called "Anything Goes". Which is very childish desings inspired by the '70's. I really
enjoyed it. It didn't ment to change the world or inspire young designers. It was enjoyable I can say. (There's an example at the side but go check out the full collection)
I can't say the same about Jale Hürdoğan. She came out with a collection called "I love Chaos /Neitzsche knows better" I don't know what kind of Chaos she likes but I don't like that one. I think she ment a bull-fight kind of chaos because the models didn't look anything different than bullfighters. I'm not type of person who dislikes a lot of things but her show was something I didn't tried to hate but I did anyways. I don't know what she took when she designed those pieces but it was sure something Mexican.
Özgür Masur. Well if you're into fashion I can say that you will hear this name for a long time. He was explosive. It was like Alexander McQueen meets Istanbul and becomes a little well-behaved. I highly recommend you to check out the whole collection.
Runway started with a little intro with these words.
"From the beginning of life, women, wanted to give the attention to it's power in their souls that it deserved. Conditions were easy nor hard with all the power they have between future and the past. This is woman's after past and before future.
Today."
I loved the intro so much. Than there were stains on his face and the show began. The pieces was like a summary of what was trending in Paris this year. There were a lot of laces and leather (also a lot of fringes). Check out the collection it's really deserves to look at. And it inspired me successfully as a young designer. This is how a fashion show should be like. My friends who saw more runways than me agreed that this is one of the best shows of the week.
Here are some of my favorites.
I was so happy that I got to see that show It was really worth my time.
So after the show I met with my long-distant friend beloved @Marshata. Marshata is one of the kindest person I've ever met. I already believe that we're gonna see his face at a lot of places. He's really hardworking. So he introduced me some people and some places. He really gave me a state of mind about inspiration and fashion which I will not forget for a while.
This is my journey to the Istanbul Fashion Week for the first time. It was a really great experience, I wish that I knew more about the week before I go there, but next year, I'm gonna blow the place ;).
P.S.: Thanks for Füsun Saka for finding me those invitations. She's god!
TR
Moda dünyasına yeni katılan biri olarak, günlük modaya çok meraklı değildim, bugüne kadar. Türk modası ilgi alanım içinde de değildi (Hüseyin Çağlayan hariç, aslında o tamamen harici) ama şunu söyleyebilirim ki İstanbul Moda Haftası beni heyecanlandırdı ve ilham verdi.
Eğer bilmiyorsanız İstanbul Moda Haftası geçen yıl İTÜ'de yapılmıştı (benim gitmek istediğim üniversite), ama bu yıl Santralİstanbul'da yer aldı; Santralİstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi'ne çok yakın (arkadaşlarımın gittiği üniversite). Atmosefer iyiydi. Binalar çok çok indüstriyeldi (ki ben çok severim).
Eğer bana soracak olursanız organizasyon yeterli değildi. Özellikle VOGUE daha büyük olabilirdi. VOGUE standının Coca-Cola'yla aynı boy olması utanç vericiydi. Defile salonuna gitmek çok zorlayıcıydı. Ulaşım konusunu halletmeleri gerekirdi, defile salonuna gitmek için acı çektik. VV Brown'un dediği gibi "Moda acıdır." Podyum geçen yıla göre daha genişti. Ses sistemine bayıldım. Moda kulak patlatan basla daha çok zevk verir.
Katılım iyiydi. Tanıdık yüzler vardı. Cinderella Under The Umberella'nın görünüşüne bayıldım. @BayanMor ile tanışmak istemiştim, çok tatlı birine benziyordu ama ortam çok kalabalıktı onun yüzünden bu tanışmayı ertelemek zorunda kaldık. Podyum dışındada Moda vardı. İzleyiciler kendi defilesini veriyor gibiydi. Modayı seversin onun yüzünden bu iyi birşeydi.
İki tane gösteriye gidebildim. Bir karma (Jale Hürdoğan + Aslı Güler) ve Özgür Masur.
Aslı Güler, "Herşey Mümkün" adlı defileyi sergiledi. Çok cocuksu ve '70'ler kokan bir defileydi. Benim çok hoşuma gitti. Defilenin amacı dünyayı değiştirmek yada genç tasarımcılara ilham vermek değildi. Çok eğlendiriciydi.
Aynı şeyi Jale Hürdoğan için söyleyemiyeceğim. "Kaosu seviyorum / Neitzsche daha iyi bilir" adlı defileyle karşımıza çıktı. Ne tür bir kaos seviyor kendisi bilmiyorum ama benim sevdiğim türden olmadığına eminim. Daha çok boğa güreşi tarzı bir kaostan bahsediyor olabilir çünkü modeller matadordan başka bir şeye benzemiyordu. Çok çabuk birşeyleri sevmemezlik eden biri değilimdir ama bu defilede bakmaya değer hiçbirşey bulamadım. Ne alıyordu bilmiyorum ama Meksika'dan geldiği kesindi.
Özgür Masur. Eğer modayı seviyorsanız bu ismi daha çok duyacağınıza eminim. Gösteri patlayıcıydı. Alexander McQueen'in İstanbul'la buluşup biraz daha uslu olması gibiydi. Bu şovu izlemenizi şiddettle tavsiye ederim.
Defile şu sözlerle başladı.
"Yaşamın başlangıcından bu yana kadın, ruhunda varolan güce yakışır özeni göstermek istedi. Koşullar geçmiş ile gelecek arasında kimi zaman kolayken, kimi zaman tüm gücü ile yaşamı zorlaştırdı. Kadının geçmişten sonrası ve gelecekten öncesi... Bugün".
Girişi çok beğendim. Sonra yüzünde lekeler oluşmaya başladı ve şov başladı. Giysiler, bu yıl Paris'te trend olan şeylerin bir özeti gibiydi. Danteller, deri ve püskül çok kullanılmıştı. Koleksiyonu bir görün derim, bir bakmayı hakediyor. Genç bir tasarımcı olarak bana başarıyla ilham verdi. Bir moda şovunun olması gerektiği gibiydi. Bu hafta başka şovları izlemiş olan arkadaşlarım en iyilerin birinin bunun olduğunu da belirtti.
İzlediğim defilenin bu olduğuna çok sevindim. Zamanımı cidden değdirdi.
Defileden sonra uzaklardan gelen arkadaşım sevgili Marshata ile tanıştım. Marshata tanıyabileceğiniz en nazik insanlardan biriydi. Şu andan bile onun yüzünü bir çok yerde göreceğimize inanıyorum. Çok çalışkan biri. Beni başkalarıyla tanıştırdı, bir yerleri gösterdi. Modayla ilgili konuştuk. Bana ilham ve modayla ilgili asla unutmayacağım bir kaç tavsiyede bulundu.
İşte ilk İstanbul Moda Haftası tecrübem böyle geçti. Çok iyi bir tecrübeydi, keşke burayla ilgili daha çok bilgim olsaydı diye düşündüm. Ancak gelecek yıl orayı patlatacağım ;).
Not: Bana davetiyeleri bulan Füsun Sakaya çok teşekkür ediyorum. Kendisi bir tanrıçadır!
Photos by: Markafoni, Aziz Ali Şahin, Beste Beksaç
İstanbul Fashion Week - Organization by: İTKİB